İnstagram’da @birkitolog mahlaslı Hilâl ile bir röpörtaj yaptık. Röpörtaj onun çizimleriyle birlikte yayınlandı. Asıl kaynağa ilk cümleye gömülmüş linkten ulaşabilirsiniz.
KİTOLOG TV
Hilâl: Merhaba sevgili kitapseverler. Kitolog TV’ye hoş geldiniz. Bugünkü konuğumuz Yedinci Mum ve Papatya Tarlasında Rönesans serilerinin yazarı Gizem Çetin. Hoş geldiniz Gizem Hanım. Hazırsanız hemen başlayalım.
Gizem: Hoş buldum. Hazırım, başlayabiliriz.
Hilâl: Harika. Öncelikle kısaca sizi tanıyabilir miyiz? Gizem Çetin kimdir?
Gizem: Okuryazar teriminin iki kısmının da hakkını vermeye çalışan biriyim. Bilimkurgu severim, bir parça hayalperest ve uzay âşığıyım. Meslek olarak da elektrik elektronik mühendisiyim.
Hilâl: Çok güzel. İkinci soruyla devam ediyorum. Bize biraz kitaplarınızdan bahseder misiniz?
Gizem: Elbette. Papatya Tarlasında Rönesans, yayımlanan ilk kitabım. Fantastik türde. Ardından bilimkurgu türünde Yedi Mum serisi geliyor. İnternet ortamında ise Avarya Oyunları adında bir politik gerilim serisine başladım. Dört kitap olacak. Şu an ikincisini yazıyorum.
Hilâl: Yazmaya neden ve nasıl başladınız?
Gizem: Hayal kurmayı seven, hayalinde kahramanlar ve olay örgüleri oluşturan bir çocuktum. Kitap okumayı severdim. Fakat yazmakla ilgili istek aklıma gördüğüm bir televizyon haberiyle düştü. 11 yaşında yazar olan bir çocuktan bahsediyorlardı. Ben de aynı yaşltaydım. “Demek ki ben de yapabilirim,” diye düşündüm.
Hilâl: Bize biraz Yedinci Mum serisinden bahseder misiniz? Konusu nedir ve neden okunmalı? Okuyucuya ne vaat ediyor?
Gizem Çetin: Yedi Mum serisi, adı üstünde 7 sayısı üzerine kurulmuş bir seri. Yedi sayısı insanlık olarak en çok kutsallık yüklediğimiz sayılardan biri. Tamamlanmışlığın, bütünlüğün, birliğin, göksel uyumun ve mükemmel düzenin sembolü. Yedi renk, yedi nota, haftanın yedi günü… İncil ve Tevrat’ta, evrenin altı günde yaratıldığı ve Tanrı’nın yedinci gün dinlendiği geçer. Kur’an ise sadece altı günlük yaratılıştan bahseder çünkü Allah yorulmaktan ve dinlenmekten münezzehtir.
Gizem: Yedi Mum serisinde 3672 yılına gidiyoruz. Teknoloji o kadar gelişmiş ki Dünya dışına, hatta Samanyolu Galaksisi dışına çıkmayı başarmışız. Fakat sömürgeci zihniyet devam etmekte. Samanyolu Galaksisi’nin büyük bölümünü yöneten Kozmos Birliği, o dönemde tek bir ülke olan Güneş Sistemi’ni işgal etmek istiyor. Zorla Kozmos Birliği ordusuna askere alınan Güneşli bir genç olan İskender ise direnişçi bir harekete katılıp uzak bir galakside, bir uzay istasyonunda tek başına yaşayan bir kız olan Hayat’ı öldürmeye gidiyor. Fakat bunu yapamıyor. Çünkü vicdanına sığdıramıyor. Seri işte burada başlıyor. İskender ve Hayat, bir kara deliğin içine depolanmış “geçmiş” kayıtların içine düşüyorlar. Nereye? Niçin? Bütün bunların İskender’in ailesiyle ve inançlarıyla ne ilgisi var? Soruların cevabını kitaplara bırakıyorum.
Hilâl: Çok ilgi çekici. Son soruya geçiyorum. Kitaplarınız arasında en çok bağ kurduğunuz karakter hangisi ve neden?
Gizem: Hepsiyle parça parça bağ kuruyorum. Hayat’ın (Yedi Mum) çocuksu merakı ve zekâsı hoşuma gidiyor. Crescent’ın (Papatya Tarlasında Rönesans) nezaketi, Yaz’ın (Avarya Oyunları) azmi ve büyük işler başarma isteği… Bazen karakterlerim kadar yetenekli olmayı diliyorum.
Hilâl: Röpörtaja katıldığınız için çok teşekkür ederim Gizem Hanım. Sizi ağırlamak çok güzeldi. Başarılarınızın devamını diliyorum. Programımız bu günlük bu kadardı. Programımızı beğenmeyi ve yeni içerikler için hesabımı takip etmeyi unutmayın:)
Gizem: Ben teşekkür ederim.
Hilâl’i takip etmek için tıkla.
Beni takip etmek için tıkla.
Kitaplarımı satın almak için tıkla: Gizem Çetin – Yazarın kitapları (soysalyayinlari.com.tr)