
maNga’nın “e-akustik” albümünün bana düşündürdükleri
maNga’nın Antroposen 001 ve 002 albümleri hakkında yazdığım yazılardan sonra, e-akustik albümünün çıktığı yıl, yani 2012’de henüz 15 yaşındayken yazdığım bir yazı geldi aklıma. Bilgisayarın köşesinde durmasın, ortaya çıksın. Keyifli okumalar.
“e- akustik” albümünün şarkılarının arkasında lunapark seslerinin olması yeni bir düşünce kapısı açtı bana. Lunapark ile hayat arasında bağlantı kurdum.
- Cebinizde paranız yoksa oyuncaklara binemezsiniz. Bedelini ödeyecek gücünüz yoksa hayatı yaşayamaz, sadece seyredersiniz.
- Çeşitli oyuncaklar sizi kendine davet eder. Ama doğru seçim yapmazsanız, mideniz bulanabilir.
- Keyif almayı öğrenmelisiniz yaşadığınız her andan. Siz mutlu olmamışsanız bundan oyuncak suçlu değildir.
- Lunaparklarda sadece şu anda bindiğiniz oyuncağın önemi vardır. Geçmişe, geleceğe takılı kalarak hayatı kaçırmayın.
- Oyuncağın dış rengi ve görüntüsü, nasıl bir oyuncak olduğu hakkında size tam bir fikir vermez.
- Herkesin bin(e)mediği oyuncaklar daha çok cesaret gerektirir; ama çok daha keyiflidir. Taklitten kaçının, kendinize ait bir düşünce tarzı çizin. “Ormanda az yürünmüş yolu tercih edin.”
- Sorumluluklarınızı yerine getirin. Ödevinizi yapmamışsanız o akşam gittiğiniz lunaparkta huzur bulamazsınız.
- Diğer insanların gözünde iyi görünme derdinden vazgeçin. Oyuncaklara kendiniz için binin, başkası için binseniz bile bir anlamı olmaz.
- Işıklarla süslüdür, pırıl pırıldır lunapark. Ama ışıkları söndürülünce tüm güzelliğini kaybeder.
- Bir üzüntülü, bir sevinçli olmanın tuhaf bir yönü yok. Sizi yukarıya çıkarmak, ardından aşağı indirmek dönme dolabın en önemli özelliğidir.
- Çarpışan arabalarda olduğunuzun farkındaysanız, darbelerden umutsuzluğa kapılmazsınız.
Hayat da en az lunapark kadar ışıklıdır. Ama hiçbir lunapark sonsuza kadar açık kalmaz. Lunaparkınızdan keyif almanız ve oradan mutlu ayrılmanız dileğiyle!
Leave a Reply